İnternet alışverişlerimizi uluslararası alışverişlerimizin yavaşça izlediği  yumuşak geçmişimizi, agresif bir biçimde değiştirdik. Malûmunuz; o kocaman dünyamızı evlerimizin içine sığdırdığımızdan beri, salt alışveriş değil, yeme içme ve tüm tüketim anlayışımızı gözden geçirmek zorunda kaldık. Bu yaşanılanların felsefi yönündeki kazanımlarını yeniden gözden geçirme işini siz okuyucularımıza bırakırken, bu blog konusu olan, “Dijital gelecekte matbaanın yeri” temasına geçiş yapalım.

Konuyu birkaç ana başlıkta toplayalım.

1. başlığımız Dijital dünyanın tüketici alışkanlıklarını değiştirdiğinden beri neler önemli oldu neler klişeleşti?
2. ve bizce de en önemlisi, tüketiciler, alışverişlerini hangi ambalaj ile edindiler?
3’üncüsü ise markalaşma sürecini tamamlamış firmaların satış grafiği pozisyonları.

Dijitalin ÖNEMLİLERİ ve KLİŞELERİ

Hemen konuya girelim!
Toplu alışveriş yaparken aynı anda sosyalleştiğimiz alışveriş merkezleri kapanınca, ihtiyaçlarımızı elektronik ticaret sitelerinden karşıladık. Bebek bezinden taze sebze meyveye kadar! Elbette, tüm bunlara daha önceden yatırım yapmış, geleceği ön görmüş vizyoner yatırımcılar, salgın krizinden en az zarar hatta yer yer kâr ederek atlattı. Bu firmaların müşteri sadakat politikaları gereği düzenledikleri kampanya ve kolay erişim fırsatları ile fark yaratmak da cabası oldu.  Yani, dijital dünyada yapılacak yatırımlar ÖNEMLİ!
Geleneksel satış yöntemlerinden vazgeçemeyen, gerek teknik personel, gerek altyapı olarak çağı yakalamakta geç kalmış, kısmen küçük esnaf ki bunlara örnek olarak mahalle ve sokağımızdaki tuhafiye, kırtasiye, nalburiye alanında faaliyet gösteren şahıs şirketleri giriyor;  alışveriş konusuna baktıkları pencere KLİŞE!

Ama hiç bir şey için geç değildi ve biz Türkler, adaptasyon konusunda muazzam yetenekli bir millet olduğumuz için, çıkış yolunu bulmakta zorlanmadık. Büyük e-ticaret sitelerine satıcı üye olduk, ürünlerimizi buraya ekledik ve dijital dünyaya giriş yaptık. Tam bu noktada da eksiklerimiz bir bir ortaya çıkmaya başladı. Fiziksel dükkanımızdan alışveriş yapan müşterilerimize, satın aldıkları ürünleri plastik poşetin içine koyarak vermiştik. Peki ya şimdi ne olacaktı?

Dijital Gelecekte Matbaanın Yeri

Klasik matbaa hizmetleri de kendini yenilemek zorunda kaldı. Yol üstlerinde bol bol dağıtılan broşürler, indirim tanıtım kitapçıkları sokakların boş kalması ile bir anda dağıtılamaz hale geldi. Gelecek yatırımlarını bu yolda yapmaya fırsat bulamayan geleneksel matbaaların iş hacmindeki daralma, sektörde olanlarımızın malûmudur.
Plastik ürünlerin yüzey özellikleri sebebiyle hepimizin endişesi haline gelen “Acaba virüs poşetle taşınarak bana da bulaşır mı?” endişesi kadar, plastik ürünlerin dünyamıza verdiği zararları da aynı hassasiyetle düşünmeliyiz. Bu konunun önemini kavramış ve geleceği ön görerek yatırımlarını genişleten Asmira Baskı Tesisleri, geri dönüştürülebilir karton kutu ambalajlaması alanında da hizmet yelpazesini genişletmiştir.

Dijital alışverişlerimiz hayatımıza bir anda girdi ve klasik anlamdaki alışveriş anlayışı artık eski yerini almayacak. Çünkü hem mevcut demografik yapıdaki tüketici, butik hizmetin keyfini aldı, hem de potansiyel müşterilerimiz olan gelecek nesiller gıda, kozmetik, tekstil, elektronik vs gibi ihtiyaçlarını karşılamak üzre harcayacakları zamanı, daha verimli kullanabilecekleri kişisel gelişime ayıracağı için, gerek ambalajlama gerek ise markalaşmasını tamamlamış firmalara yönlendi. Reklam ve tanıtım dünyasının algoritmalarını dijital medya platformları domine ederken, satın alma işlemi tamamlanmış ürünün, tüketicisine ulaştırmada kullanılacak materyallerin niteliği önem kazandı. Temiz çevreyi, geri dönüştürülebilir ambalajlar ile sağlayacağının farkında olan Z kuşağını hedef kitlesine alan/almaya mecbur olan her firma bu konudaki girişimlerine hız verdi. Şu bir gerçek ki, satın alma durumu devam ettiği sürece ambalajlama mecbur olacak. İşte tam burada sormamız gereken soru şu! Dünyamızı plastik atıklar ile çöplüğe mi çevireceğiz, yoksa geri dönüştürülebilir karton ambalajlar ile sürdürülebilirliğimizi koruyacak mıyız?

Satınalma Alışkanlıkları ve Markalaşmanın Önemi

Z kuşağı demiştik… Bu kuşaktakiler kimlerdir? Nelerden hoşlanır? Ne ile ilgilenir? Bu tahlili yapmakta zorlanıyorsanız size çok kısa bir yol önerelim. Sosyal medya mecraları. Hatta durun daha da kolayı var. Çocuklarınız, yeğeniniz, torununuz! Hepimiz şunu demiyor muyuz: “Bu yaşta bunu nasıl bilebilir? Okuma yazması yok ama telefondan istediği videoyu açıyor izliyor!”

İşte bu hayret uyandıran nesil, kendinin farkında. Peki siz bu gelecek müşterilerinizin farkında mısınız?

Alelade bir sunum kalitesiz bir hizmet ile bu nesle ürün veya hizmet götürebilecek misiniz? Sorgulayan, araştıran, ürün yorumlarını okuyan bu kitle,  ambalajından kurumsal kimliğine, dijital ayak izinden, geri dönüştürülebilir hassasiyetlerine kadar markalaşma sürecini tamamlamamış bir firmanın hizmetini tercih edecek mi? Size, Reklamedyada olduğu gibi, onların istek ve beğenilerini anlamış, aynı dili konuşabilen genç bir tasarım kadrosu hizmet vermiyor ise; üzgünüm, işiniz biraz zor olacak. Hele ki tasarım ajansınız, dijitalde olduğu kadar ambalajlama ve baskı dünyasına da hakim değilse hepimiz için çok çok kıymetli olan “zaman” kavramı biraz problem yaratabilir.

Özetle; mevcut demografik hedef kitlenizin satın alma alışkanlıklarını desteklerken, gelecekte müşteriniz olması muhtemel neslin de hassasiyetlerini anlamaya çalışmak, hazırlıkları bu yönde geliştirmek, samimi, içten, toplumcu, sürdürülebilir ve en önemlisi dürüst bir iletişim dili ile satış grafiğinizi pozitif yöne çekebilirsiniz.

Ücretsiz danışmanlık için aşağıdaki buton ile bize ulaş.